27 Aralık 2016 Salı

İstanbul Hatırası

Geldik yine bir Ahmet Ümit romanına daha. Okuduğum en iyi polisiye yazarı diyemem. Yine de en çok okuduğum yazar olmasını sağlayan şey bence romanını sahiplendirmesi. Başkomiser Nevzat, Ali, Zeynep, Evgenia veya diğer karakterler yaptıkları işlerde ve konuşmalarda sizi taraf yapıyor. Romanlarda geçen kişilerin yerine kendinizi koyabiliyorsunuz. Mekan neredeyse tüm romanlarda İstanbul. Yani kitapta geçen kişi ve yerler hayalden gerçeğe doğru yaklaşıyor. Samimiyet mi diyeyim okuyanı karakterlerin içine sokup onun gözünden görmesini sağlaması mı diyeyim bilemediğim bir güzel yanı var. Dili ve anlatımı da güzel olunca hızlıca sıkılmadan tat alarak okutuyor kendini. İstanbul Hatırası bana göre en güzel 3-4 romanından biri. Biraz fazla kovalamaca, arada İstanbul tarihini 'baya okumuşum biraz mola vereyim' demeniz için fırsat olarak görürseniz kitaplığınızda güzel bir yeri hak edecektir.


Oğuz

24 Aralık 2016 Cumartesi

Hz İnsan

'İnsan insanı insanda tanır' imiş.Sorular üzerinden ilerleyen felsefî bir kitap.Eğer herşeye peşinen verilmiş bir cevabınız varsa okurken rahatsız olmanız muhtemel.Eleştirel okuma yöntemiyle ilerlemeye gayet müsait.Zaten kendisi de sorgulayarak, bir neticeye varırken dahi durup düşünerek yazılmış bir eser.Hz.İnsan'ın kim olduğu ve vasıfları anlatılmış.Hakikate talip olmanın ne demek olduğu/olabileceği tartışılmış.Ayrıca yazarın bir özelliği olarak, klişelerin-çarpıtılmış düşüncelerin gürültüsünden uzakta bir gezintiye çıkıyoruz okudukça.Kavramların ve kelimelerin sahih anlamlarının peşine düşüyoruz.Tevazu, doğunun ve batının cinsellik anlayışı, dil gibi farklı konular üzerine farklı bir eser.Özellikle 'Şair, dervişin kardeşidir' yazısı modern şiiri anlamak isteyenlerin dikkatini çekecektir.


Burak

19 Aralık 2016 Pazartesi

Yanılgılar ve Düşler Üzerine

Freud’un üç cilt olarak derlenen psikanalize giriş derslerinin ilk kitabı. Yanılgılar (dil sürçmesi, yanlış okuma vs.) kitabın tahmini %20’sini oluşturuyor. Geri kalanı düşler üzerine. Rüyaların nasıl oluştuğu, hangi süreçlerden geçtiği, bilinçaltının veya uyku sırasındaki dış uyarıların rüyayı şekillendirmede ne derece rol oynadığı, rüyanın bilinçaltında mevcut olan vahşi istekleri baskılamanın yollarından biri olduğu, psikanaliz kuramında rüyanın önemi gibi konular üzerinde duruyor. Gayet aydınlatıcı noktalar mevcut. Tabii rüyaları incelerken, anlatırken çok derine girmiyor. Bunun için başka kitapları var. Bu kitapta yaptığı, psikanalizde ve nevrozda düşlerin önemini vurgulamak ve ne ifade ettiklerini çok ayrıntıya girmeden anlatmak.

Eren

14 Aralık 2016 Çarşamba

Niçin?

Nasıl yerine artık "Niçin" diyerek sebeplere inmenin vakti geldi. İskender Öksüz bu kitabında uygulanma alanına yani pratiğe döküyor fikir sistemini. Tarih, yönetim, ekonomi ve devlet bu unsurlar nasıl olmalı veya tanımlanmalı sorunlarıyla boğuşup bilmin ışığında gerçeklere ulaşmaya çalışıyor. Ulaşılan gerçeklerin uygulanabilirliği, dünya üzerindeki sistemlerin karşılaştırılması gerçekleştiriliyor. Üzerinde en çok düşündüğüm bölümler tarih ve ekonomiydi. Bolca örnek, net açıklamalar ve karşıt görüşlerin çarpışmasıyla oldukça faydalı bilgiler oluşmuş. Önceki gönderilerimizde önerisini yaptığımız Ulusların Düşüşü ve bu konuda yazılmış diğer önemli kitaplar da dahil oldukça zengin bir tartışma geçiyor. Bu dört ana unsurun Niçin'ini öğrenmek isteyenler için oldukça güzel olan bu kitabı mutlaka tavsiye ediyorum.


Oğuz

10 Aralık 2016 Cumartesi

İnci

İnci, çok kolay okunabilecek, tahmin ettiğinizden çok daha kısa sürede bitebilecek bir kitap. Çocukluğunuzda büyüklerinizin size anlattığı hikayeleri, masalları düşünün. Bu kitap da öyle bir hikayenin biraz daha genişletilmiş hali. Latin Amerika’da yaşayan yoksul bir aileyi, şans eseri değerli bir inci bulduktan sonra ailenin başından geçenleri anlatıyor. Verdiği mesajlar açısından da kaliteli. Yerel halkın yoksul olduğunu, sonradan gelen Avrupalının neden zengin olduğunu düşündürüyor ve dönemin ekonomik sistemine yerlilerin, daha doğrusu köylülerin, gözünden bakıyor. Velhasıl, paranın mutluluk getirip getirmeyeceği üzerine kısa bir hikaye. Dili de sade. Tavsiye ederim.

Eren

8 Aralık 2016 Perşembe

Macbeth

Çokça duyduğum hatta kendisi ile ilgili bilgi edinmeden ironilerini gördüğüm Macbeth'i sonunda okudum. Girdiğim büyük beklentilerin hepsini karşıladı. Konuşmaların şiirselliği en sevdiğim noktalardan biri oldu. Çeviri şiirselliği bozmamış. Okuduğum diğer kitaplarda yazım yılı ne kadar geri giderse akıcılık ve metindeki kopuklukların genel olarak arttığını gördüm. Ama 400 senelik bir eser olan Macbeth'de neredeyse hiç duraksama yoktu. Her yanıyla mükemmel bir kitaptı. İş Bankası yayınlarının baskısında 56 sayfalık ön söz gibi açıklayıcı bilgileri de bu fikirlerime büyük bir katkı yaptı tabii ki. Olay örüntüsünün genel olarak anlatılmasıyla da kitabı bir romana çevirdi benim açımdan. Daha anlatmak istediğim çokça şey, övebileceğim birçok nokta var ama hakkında daha fazla yorum yapmak yerine kendiniz görmelisiniz diyerek bitirmek istiyorum. Kesinlikle okumanızı istediğim bir kitap ama yayınevine dikkat etmenizi ve önsözleri mutlaka okumanızı tavsiye ediyorum.


Oğuz

4 Aralık 2016 Pazar

Beyaz Kale

Okuyucuyu etrafından koparıp içine çeken bir roman Beyaz Kale. Akıcı ve farklı konusu ilk sayfalardan itibaren romana bağlıyor. Dönem dizisi çekmek nasıl daha zorsa kitap yazmak konusu da öyledir bence. Geçmişteki insanların bizden tamamen farklı ihtiyaç ve düşünce yapılarını kurgulamak gerçekçilik açısından gayet önemli. Bu kitap konusu, kısa oluşu ve saran hikayesiyle gayet güzel bir kitap olmuş. Ama kitabı bitirdiğinizde sanki bitmemiş hissi veriyor veya bir şeyler hala eksik gibi. Bunun sebebini hala anlayamadım. Belki kısa oluşu belki de şaşırtıcı sonu hala karar verebilmiş değilim. İçinde savaş olmadığı halde okuduğum ender tarihi romanlardan bu yüzden benim için önemli. Gelecek gibi geçmişin de bizim için ütopyaya dönüşebileceğini gösteren güzel bir roman tavsiye ederim.


Oğuz